Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

şehir dışında

См. также в других словарях:

  • kamyon faresi — is. Yük taşıyan kamyonlarda saklanıp fırsatını bulduğunda mal çalan kimse Kamyon farelerinin, kamyonlara şehir dışında bindiğinde inat ediyor musun hâlâ? R. Ilgaz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırlık — is., ğı Kır olan yer, şehir dışında açıklık yer Etrafı kırlık, mezarlık, uzun bir yoldan gidiyorduk. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • villa — is., İt. villa Yazlıkta veya şehir dışında, bahçeli, müstakil ev Zarif villalar, muazzam bağ ve bahçeler, düz ve geniş yollar gözüküyordu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerleşke — is. Şehir dışında kurulmuş bir üniversitenin alanı ve yapıları, kampüs …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NAMAZGÂH — Namaz kılınan yer. İbadetgâh. Eskiden şehir dışında, kırda ve sed üzerinde mihrab konulmak suretiyle namaz kılınmak için yapılan yere verilen addır. * Bir kasabanın bütün halkını bir arada bulunduran geniş sahaya da bu ad verilirdi. Bayramlarda… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • Карс — У этого термина существуют и другие значения, см. Карс (значения). Город Карс тур. Kars …   Википедия

  • ana — is. 1) Çocuğu olan kadın, anne Gözyaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı. H. Taner 2) Yavrusu olan dişi hayvan 3) Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı Fatma Anamız. Meryem Ana. 4) ünl. Yaşlı kadınlara… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göbek — is., ği 1) İnsan ve memeli hayvanlarda göbek bağının düşmesinden sonra karnın ortasında bulunan çukurluk Düğmeleri birer birer açtı göbeğine dek. Z. Selimoğlu 2) Yağ bağlamış şişman karın Göbeğini eritmek için her sabah bir saat yol yürür. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iskele — is., İt. scala 1) Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı. S. F. Abasıyanık 2) Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kır — 1. is. 1) Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk Gözlerinden, kırları artan sakalına bir iki damla yaş düştü. F. R. Atay 2) sf. Bu renkte olan Kır sakal. Kır at. Birleşik Sözler gök kır koyu kır bakla kırı demir kırı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırsal nüfus — is., top. b. Tarımla uğraşan, genellikle şehir sınırları dışında, köy ve kasabalarda yaşayan nüfus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»